Geçen hafta, "Galaktik Kahve Krizi" senaryomuzu oluşturarak, Tasarım Odaklı Düşünceye giriş yapmıştık. Ana karakterlerimizi ve bu evrensel sorunun etkilediği tarafları tanıtmıştık. Bu hafta ise, bu karmaşık probleme yaratıcı çözümler geliştirme sürecine dalıyoruz. Gelin, bu krizi nasıl çözebileceğimizi keşfedelim.
Adım 1: Ben yok Sen varsın; Empati.
Empati, tüm canlılar arasındaki en güçlü iletişim biçimlerinden biridir. Eğer karmaşık bir problemin içindeysek, sorun asla sadece biz - kendimiz - değilizdir. Mutlaka bundan etkilenen başkaları da vardır ve kompleks problemler “kümülatif” çözülür. Yani, güç birliği! Gerçek dünyada bu güç birliğinin sağlanabilmesi için iletişim ve birbirimizin şartlarını anlamak önemlidir. Bir nevi, birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için. Bu neden önemlidir? Deneyimlediğimiz şeyleri çözmekle ilgili biraz isteksiz olabiliyoruz, daha doğrusu konuyu kökten yakalayamayabiliyoruz. Fakat herkesi masaya alacaksak, herkesi anlamamız gerekir.
Kahve krizinde anlamamız gerekenler;
Galaktik Uzay Cafe’sinin sahipleri (Mowky ve Pete): Kahve stokları azaldıkça gelir kaybından endişe ediyorlar.
Uzay Gemisi Pilotları: Mahsur kalmaktan veya yolculuklarını tamamlayamamaktan, dolayısıyla bir kara deliğe savrulmaktan endişe duyuyorlar.
Kahve Çiftçileri: Sınırlı kaynaklara rağmen üretimi artırma baskısından etkilendiler, stresliler, ayrıca kaynaklarını yönetmekte zorlanıyorlar, yağmalanma riski de cabası.
Devlet Yetkilileri: İstikrarı sağlamalı ve kıtlığa sürdürülebilir bir çözüm bulmaları gerekiyor, yoksa isyan çıkabilir, ayrıca galaksiler arası ticari kriz de kapıda..
Böyle bir durumda kısıtlı kaynağı herkesin ihtiyacını karşılayabilecek şekilde yönetebilmek için önce herkesi tek masada buluşturup dinlemek önemli. Bazı durumlarda deneyimleyebiliyorsak durumu role-play şeklinde tecrübe etmeye çalışmak, problemi yaşayan kişilerle yakından 1 gün geçirmek, problemin kökünü kavramamıza, karşımızdakilerin duygu, motivasyon ve ihtiyaçlarını anlamamıza destek olur. Röportaj ve anketler iyidir ancak davranış gözlemi söylenenden daha fazlasını anlatır. Tabi gözlemlerde kişisel sınırlara dikkat etmekte fayda var, problem paydaşlarınızı küstürmek istemezsiniz ;) Sonrasında edindiklerimizi doğru araçlarla şablonlaştırmaya çalışırız; empati haritası gibi. Tasarım odaklı düşüncenin kompleks bir problemi kolay gibi göstererek çözebilmesinin sebebi sistematik bir incelemeye tabii tutması ama aynı zamanda paydaşları dışarıda bırakmamasıdır.
Adım 2: Gerçek Ne; Tanımla.
Empati aşamasının en önemli noktası, fark edilmeyeni görebilmeye imkan sağlamasıdır. Çünkü kendimizi atomik boyutta bakmaya zorlarız. Ve eğer bir galaksi kahve krizinin ortasındaysanız bu çok önemlidir. Zamanla yarıştığımız bir problemde aşırı detayla ilgilenmek vakit kaybıdır, ancak yeteri kadar derine bakmazsak da bir girdabın içinde çözüm aramaya devam ederiz. Empati haritası gibi araçlar kişileri anlamaya olanak sağlarken, aslında sebep davranışların da aslını görmemizi sağlar. Kahve kriziyle ilgili bir problem çözüyorsak, kahvenin üretiminden, toplanışına, işlenişine, satışına, piyasasını etkileyen koşullara, kullanıcılarına, tedarikçilerine ve daha birçok noktaya bakmamız gerekir. Aslında bunlara bakarken, paydaşları tek tek dinleriz, artık galaktik cafe sahipleri Mowky ve Pete’in, gezegenler arası tedarik yönetim ağının başındaki Yoyo’nun, kahve tiryakisi Paco’nun söyleyeceği her şeyi anlamlı bir şekilde tek elde birleştirip net bir sorun ifadesi elde edebiliriz: Galaksinin kahve tedariği tıkandı çünkü galaksiler arası seyahat arttı ve uzay gemisi yakıtı olarak belirlenen hacmin çok daha fazlasını tüketmişiz -ler… Eee şimdi ne yapacağız? Kahve tedariğinin sürdürülebilir ve güvenilir bir alternatifine veya geliştirilmesine ihtiyaç var gibi görünüyor.
Adım 3: Hadi Göreyim Seni Aşaması - Fikir Üretme.
Fikir üretme hepimizin en sevdiği ve doğuştan yetenekli olduğu en ortak eylem olabilir. Sistematik olmadan da sürekli yapabildiğimiz ve de yaptığımız bir aktivite. Peki neden onu biraz daha değişik kullanmıyoruz? Tasarım odaklı düşünce sistematik ve tanımlanabilir ilerlemekten bahseder. Fikir üretme bu aşamalar arasındaki en çılgın kısım olabilir ama çoğumuzu korkutur.
Verimli fikir üretmekle ilgili masa başına her geçtiğimizde bazı görünmez hayaletlerle mücadele ettiğimiz için (benim fikirlerim iyi değil, Ali benden daha iyisini önerir mutlaka, of bu çok zor, bunu kesin birisi zaten yapmıştır gibi) kendi süper gücümüzün farkında olmuyoruz. Bazen de yardımcılarımızın farkında olmuyoruz. Beynimizin ana işlerinden biri problem çözmek, hayatı kolaylaştırmak, işleri onun için daha bariyersiz bir hale getirebilmek için zihin haritalama, post-it’lerle ifade, cin Ali çizimleri her araç mübah. Tek kural var; asla saçma fikir yoktur, (en azından bu aşamada) asla yapılamaz fikir de yoktur, hadi göreyim seni!
Galaksi kahve krizimizdeki muhtemel tedarik zinciri problemimizi deşifre ettiğimize göre bu aşamada bazı çözümler önerebiliriz.. Ancak ne önereceğimiz haftaya olacak yazımızın konusu. Tabi ki de siz bu esnada fikir üretmeye devam edebilirsiniz!
Unutmayın ki yorumlarda paylaşacağınız “en iyi ve inovatif” fikirin sahibini Pazartesi akşamki Monday Innovators Club’a ücretsiz davet ediyoruz!
Haftaya görüşene kadar kahvelerinizi dolu, kalemlerinizi keskin tutun!
Yazan: Merve Aydıner
Yardımcı Yazar & Fikir Katalizörü: ChatGPT4
Comments