top of page

OKU • fikir üret  Düşün • Tekrarla


Geçtiğimiz haftalarda, "Galaktik Kahve Krizi" senaryomuzu oluşturup, Tasarım Odaklı Düşünceye giriş yapıp, ardından da problemin kökünü kavrayıp fikir üretme aşamasına ilerlemiştik. Design Thinker olarak bu serinin sonuna ilerlerken problemle ilgili yeni bakış açıları kazanıp fikir geliştirdik. Peki orada tamamlandı mı? Hayır! Esas olay bundan sonra.. Şimdi sıra fikirleri hayata geçirmekte… Güç (pardon, kahve) bizimle olsun!


Serinin son kısmında prototipe ilerlerken bazı çözüm önerilerini listelemek isterim. Böylece kavramsal olarak hangi prototipe ilerliyor olduğumuzu daha net görebiliriz. Galaksi kahve krizimizdeki muhtemel tedarik zinciri problemimizi deşifre ettiğimize göre bu aşamada bazı çözümler önerebiliriz;


  • Laboratuvar ortamında üretilebilecek sentetik kahvenin geliştirilmesi. (Cafe sahipleri çok memnun ancak müptelalar biraz yasta)

  • Kahveyi tamamlayabilecek veya yerini alabilecek uzay gemileri için alternatif enerji kaynaklarının araştırılması. (Pilotlar çok mutlu çünkü zaten seyahatler hep yanmış kahve kokuyordu)

  • Galaksi çapında bir kahve geri dönüşüm programı uyguluyoruz, sadece demlenip çöpe gitmiş kahveleri yakıt yapıyoruz. (Herkesin hoşuna gidecek gibi görünüyor, ne de olsa devlet sürdürülebilirlikle verimi arttırabilir, yanık kahve kokusu eskisi gibi gelmiyor, cafe sahipleri kahveye birinci elden ulaşıyor, müptelalarsa hala taze kahve içebilecek)



Adım 4: Merhaba Gerçek Hayat - Prototipleme.


Buraya kadar her şey mükemmeldi en azından hayal dünyamızda istediğimiz kadar uçabiliyorduk çözümlerle ilgili. Şimdi ise asla temalı kurallarımızı bir kenara bırakarak artık herkesi memnun eden bir çözüm seçmeliyiz ve bu çözümün işe yarayıp yaramayacağını görmek bu aşamadaki asli görevimiz. Çünkü ne kadar çabuk işe yaramayacağını anlarsak, işe yarayacak fikri o kadar hızlı bulabiliriz. Ters mantık. Neyseki kahve geri dönüşüm programını prototiplemek kolay. Çöpe gitmek üzere olan kahveleri özel bir prosesten geçirip uzay yakıtı haline getirmemiz gerekiyor. Bu proses için sempatik bir işlem kevgiri (plastikten), biraz biyo-sentetik malzeme ekleme (şu an elimizde olmadığından yapay yer fıstığı ekliyoruz, araştırmalarımıza göre baya enerji veriyormuş), bir de kahve çöplerinin kimsenin rahatını ve alışkanlığını bozmadan toplamak için işlevsel bir karton kutu prototipi hazırladık diyelim..


Adım 5: Sahne Bizim - Test Etme.


Madem tüm işimiz bütün paydaşları mutlu edecek kolektif bir çözüm bulmaktı, o zaman bu prototipi tek tek onların denemesi gerekir. Kahve atığı toplayacak davranış bozmayan karton kutu prototipini galaksi cafe sahiplerine, plastik işlem kevgirini atık proses eden galaksi belediye çalışanlarına (yapay yer fıstığıyla birlikte) ve çıkan az kokulu yer fıstığıyla işlenmiş kahve çöpünü de uzay yakıtı olarak deneyebilmek için galaksi uzay ajansına veriyoruz. Böylece;

  • Pilotlar yeni kahveyi motorlarında deneyebilecek.

  • Kafe sahipleri ekstra bir iş yükü veya yan etki olup olmadığını anlayacak ve sorunsuz şekilde atık vermeye gönüllü olabilecek.

  • Yetkililer bunun ekonomi ve güvenlik üzerindeki etkisini değerlendirebilecek.


Adım 6: Tamam mı Devam mı - Geri Bildirim.


Çoklu denemeler  ve geri bildirimlerden sonra atık kahvemiz rafine ediliyor ve sürdürülebilir bir yakıt alternatifi olarak piyasaya sürülmeye hazır! Pilotların güvenilir yakıt ihtiyacını daha az yanık kahve kokusuyla karşılıyor, çiftçilerin üzerindeki performans baskısı tedarik sorunu ortadan kalktığı için azalıyor, cafe sahipleri müşterilere yetişebildikleri ve her teslim ettikleri atık için aldıkları ekstra ücretten dolayı mutlu, kahve müptelaları hala taze kahve içebilir ve galaksi devlet yetkilileri verimliliği 65% oranında arttırdı. Görünüşe göre herkes mutlu - Tebrikler, bütün bir galaksiler arası tedarik zinciri problemini, herkesi mutlu edecek şekilde çözdük… hem de bir tasarımcı gibi ;)

Yani…


Galaktik Kahve Krizi senaryosu gerçek hayatla birebir bağdaşmış mıdır bilemiyorum sizin için, ama dünyanın herhangi bir yerinde her an en az bu kadar kompleks bir problem yaşanıyor. Günümüzde tedarik krizleri de çok az sayılmaz hani… Tasarım odaklı düşünce, tüm paydaşları aynı masaya oturtarak, herkesi “kollayarak” , empati kurarak, sorunları açıkça tanımlayarak, sorunların esas sebeplerini görerek, cesurca düşünerek, prototip oluşturarak ve test ederek en alışılmadık veya karmaşık zorluklarla bile etkili bir şekilde mücadele etmek için kullanılabilir. Çoğu şirket ya kendi problemlerini, ya kullanıcılarının problemlerini çözmek için tasarım odaklı düşünme’yi işe alır.


Peki ya siz? Siz herhangi bir probleminizi çözmek için tasarım odaklı düşünme’yi işe alır mıydınız? Unutmayın, hiçbir sorun bu yaklaşım için çok büyük ya da çok küçük değildir! - teknik açıdan Galaktik bir kahve krizini bile çözebildiğimize göre ;)


Yazan: Merve Aydıner

Yardımcı Yazar & Fikir Katalizörü: ChatGPT4




Geçen hafta, "Galaktik Kahve Krizi" senaryomuzu oluşturarak, Tasarım Odaklı Düşünceye giriş yapmıştık. Ana karakterlerimizi ve bu evrensel sorunun etkilediği tarafları tanıtmıştık. Bu hafta ise, bu karmaşık probleme yaratıcı çözümler geliştirme sürecine dalıyoruz. Gelin, bu krizi nasıl çözebileceğimizi keşfedelim.



Adım 1: Ben yok Sen varsın; Empati.


Empati, tüm canlılar arasındaki en güçlü iletişim biçimlerinden biridir. Eğer karmaşık bir problemin içindeysek, sorun asla sadece biz - kendimiz - değilizdir. Mutlaka bundan etkilenen başkaları da vardır ve kompleks problemler “kümülatif” çözülür. Yani, güç birliği! Gerçek dünyada bu güç birliğinin sağlanabilmesi için iletişim ve birbirimizin şartlarını anlamak önemlidir. Bir nevi, birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için. Bu neden önemlidir? Deneyimlediğimiz şeyleri çözmekle ilgili biraz isteksiz olabiliyoruz, daha doğrusu konuyu kökten yakalayamayabiliyoruz. Fakat herkesi masaya alacaksak, herkesi anlamamız gerekir.


Kahve krizinde anlamamız gerekenler;

Galaktik Uzay Cafe’sinin sahipleri (Mowky ve Pete):  Kahve stokları azaldıkça gelir kaybından endişe ediyorlar.

Uzay Gemisi Pilotları: Mahsur kalmaktan veya yolculuklarını tamamlayamamaktan, dolayısıyla bir kara deliğe savrulmaktan endişe duyuyorlar.

Kahve Çiftçileri: Sınırlı kaynaklara rağmen üretimi artırma baskısından etkilendiler, stresliler, ayrıca kaynaklarını yönetmekte zorlanıyorlar, yağmalanma riski de cabası.

Devlet Yetkilileri: İstikrarı sağlamalı ve kıtlığa sürdürülebilir bir çözüm bulmaları gerekiyor, yoksa isyan çıkabilir, ayrıca galaksiler arası ticari kriz de kapıda..


Böyle bir durumda kısıtlı kaynağı herkesin ihtiyacını karşılayabilecek şekilde yönetebilmek için önce herkesi tek masada buluşturup dinlemek önemli. Bazı durumlarda deneyimleyebiliyorsak durumu role-play şeklinde tecrübe etmeye çalışmak, problemi yaşayan kişilerle yakından 1 gün geçirmek, problemin kökünü kavramamıza, karşımızdakilerin duygu, motivasyon ve ihtiyaçlarını anlamamıza destek olur. Röportaj ve anketler iyidir ancak davranış gözlemi söylenenden daha fazlasını anlatır. Tabi gözlemlerde kişisel sınırlara dikkat etmekte fayda var, problem paydaşlarınızı küstürmek istemezsiniz ;) Sonrasında edindiklerimizi doğru araçlarla şablonlaştırmaya çalışırız; empati haritası gibi. Tasarım odaklı düşüncenin kompleks bir problemi kolay gibi göstererek çözebilmesinin sebebi sistematik bir incelemeye tabii tutması ama aynı zamanda paydaşları dışarıda bırakmamasıdır.


Adım 2: Gerçek Ne; Tanımla.


Empati aşamasının en önemli noktası, fark edilmeyeni görebilmeye imkan sağlamasıdır. Çünkü kendimizi atomik boyutta bakmaya zorlarız. Ve eğer bir galaksi kahve krizinin ortasındaysanız bu çok önemlidir. Zamanla yarıştığımız bir problemde aşırı detayla ilgilenmek vakit kaybıdır, ancak yeteri kadar derine bakmazsak da bir girdabın içinde çözüm aramaya devam ederiz. Empati haritası gibi araçlar kişileri anlamaya olanak sağlarken, aslında sebep davranışların da aslını görmemizi sağlar. Kahve kriziyle ilgili bir problem çözüyorsak, kahvenin üretiminden, toplanışına, işlenişine, satışına, piyasasını etkileyen koşullara, kullanıcılarına, tedarikçilerine ve daha birçok noktaya bakmamız gerekir. Aslında bunlara bakarken, paydaşları tek tek dinleriz, artık galaktik cafe sahipleri Mowky ve Pete’in, gezegenler arası tedarik yönetim ağının başındaki Yoyo’nun, kahve tiryakisi Paco’nun söyleyeceği her şeyi anlamlı bir şekilde tek elde birleştirip net bir sorun ifadesi elde edebiliriz: Galaksinin kahve tedariği tıkandı çünkü galaksiler arası seyahat arttı ve uzay gemisi yakıtı olarak belirlenen hacmin çok daha fazlasını tüketmişiz -ler… Eee şimdi ne yapacağız?  Kahve tedariğinin sürdürülebilir ve güvenilir bir alternatifine veya geliştirilmesine ihtiyaç var gibi görünüyor.



Adım 3: Hadi Göreyim Seni Aşaması - Fikir Üretme.


Fikir üretme hepimizin en sevdiği ve doğuştan yetenekli olduğu en ortak eylem olabilir. Sistematik olmadan da sürekli yapabildiğimiz ve de yaptığımız bir aktivite. Peki neden onu biraz daha değişik kullanmıyoruz? Tasarım odaklı düşünce sistematik ve tanımlanabilir ilerlemekten bahseder. Fikir üretme bu aşamalar arasındaki en çılgın kısım olabilir ama çoğumuzu korkutur.


Verimli fikir üretmekle ilgili masa başına her geçtiğimizde bazı görünmez hayaletlerle mücadele ettiğimiz için (benim fikirlerim iyi değil, Ali benden daha iyisini önerir mutlaka, of bu çok zor, bunu kesin birisi zaten yapmıştır gibi) kendi süper gücümüzün farkında olmuyoruz. Bazen de yardımcılarımızın farkında olmuyoruz. Beynimizin ana işlerinden biri problem çözmek, hayatı kolaylaştırmak, işleri onun için daha bariyersiz bir hale getirebilmek için zihin haritalama, post-it’lerle ifade, cin Ali çizimleri her araç mübah. Tek kural var; asla saçma fikir yoktur, (en azından bu aşamada) asla yapılamaz fikir de yoktur, hadi göreyim seni!


Galaksi kahve krizimizdeki muhtemel tedarik zinciri problemimizi deşifre ettiğimize göre bu aşamada bazı çözümler önerebiliriz.. Ancak ne önereceğimiz haftaya olacak yazımızın konusu. Tabi ki de siz bu esnada fikir üretmeye devam edebilirsiniz!


Unutmayın ki yorumlarda paylaşacağınız “en iyi ve inovatif” fikirin sahibini Pazartesi akşamki Monday Innovators Club’a ücretsiz davet ediyoruz!


Haftaya görüşene kadar kahvelerinizi dolu, kalemlerinizi keskin tutun!


Yazan: Merve Aydıner

Yardımcı Yazar & Fikir Katalizörü: ChatGPT4




Design Thinking, veya Türkçedeki karşılığıyla Tasarım Odaklı Düşünce, hatırı sayılır bir süredir hayatımızda bulunuyor. Bununla ilgili olabildiğince çok kaynak ve uygulama var. Kısaca tanımlamak gerekirse; Tasarım Odaklı Düşünce nam-ı değer Design Thinking, kullanıcı merkezli, yaratıcı problem çözme yaklaşımı olarak tanımlanır. Bu metodoloji, özellikle karmaşık problemleri çözerken insan odaklı yaklaşımıyla bilinir. Amaç, problemle ilgili herkesi bir masa etrafında toplamak ve kümülatif bilgiyle birlikte çözüm üretmektir. Temelde beş aşamadan oluşur: Empati, problem tanımlama, fikir üretme, prototip oluşturma ve test etme. Her bir aşama birbirine bağlıdır ve süreç lineer değil, zaman zaman geri adımlar içerebilir. Bu yaklaşım, çözüm üretme sürecini daha esnek ve uyarlanabilir hale getirerek, son kullanıcı için gerçek değer ortaya koyan çözümler üretmeyi amaçlar.


Ama bugünkü amacımız modelin ne kadar etkileyici, ne kadar kolay olduğunu ispatlamak değil. Deneyimlemek… Ve evet, biraz absürt bir şekilde deneyimlemek! Bu üç haftalık blog serisi, Galaktik Kahve Krizi üzerinden Design Thinking’in nasıl uygulanabileceğini deneyimlememiz için tasarlandı. Amacımız, sadece bir problemi çözmek değil, aynı zamanda bu sürecin nasıl yürütüldüğünü deneyerek öğrenmek.


İlk Haftamız : Galaktik Kahve Krizine Merhaba…


Kahve sever bir geleceğe doğru yol aldığımızı varsayarsak kahvenin bir anda yok olduğu bir dünyada ne hissederdik? - Ben bir sonraki toplantımda azıcık sorun çıkarabilirdim :) - Peki neden uzay çağında kahve sevmeyle ilgili olası kıtlık problemimizi sadece dünyaya göre standartlaştırıyoruz? Dünya dışında uzaylılar kahve seviyor olamaz mı? Veya galaksiler arası seyahatin mümkün olabilmesi ihtimalini göz önünde bulundurarak, hep birlikte evrende kahve krizi yaşıyor olsaydık? Allahım çok korkunç… Ama neyseki insanların bilişsel kapasitesi problem çözmeye çok elverişli ve yetenekli insan türü olarak kompleks, birbirini birbirine bağlayan problemleri çözmek için bazı araçlar geliştirdik. Ne hoş ki bunlardan birisi de tasarım odaklı düşünce..



Önce Problem Sahnemizi Oluşturalım;


Düşünün ki kahvenin tek görevi evrensel sahada sadece sizi uyandırmak değil; o ayrıca uzay gemilerine güç veren yeni nesil bir yakıt kahramanı! (Tabi uzay gemileri de kafeinle çalışıyor benzini sorgulamıyoruz gelecekte) Ancak galaksi ve komşularımız birdenbire benzeri görülmemiş bir krizle karşı karşıya kalıyoruz; ciddi bir kahve çekirdeği kıtlığı, bütün uzay yolculuklarını mahvetme tehlikesiyle karşı karşıyadır! Bu krizin kilit oyuncuları arasında Galaktik Uzay Cafe’sinin sahipleri (Mowky ve Pete), uzay gemisi pilotları , galaksiler arası kahve çiftçileri ve galaktik hükümet yetkilileri yer alıyor. Bu problem tipik bir çok paydaşlı herkesi nasıl memnun ederiz problem örneği ve aslında tasarım odaklı düşünceyi deneyimleyebilmek için yeterli bir senaryo, o zaman hadi başlayalım!


Şimdi, bu üç haftalık blog serisi boyunca, amaç sizi de bizimle birlikte Galaktik Kahve Krizi karmaşık bir probleminin çözüm sürecine dahil etmek - evet tek başına çözmek eğlenceli değil! Her hafta, sizden gelen fikirleri ve çözüm önerilerini bekliyor olacağız. Serinin sonunda, en inovatif ve uygulanabilir çözüm önerisine sahip olan katılımcıya bir ödül var: Monday Innovators Club'ın Design Thinking bölümüne ücretsiz giriş !


Fikirlerinizi bizimle paylaşın ve Monday Innovators Club’da deneyerek öğrenmeyi keşfedin - orada daha egzantrik problemlerimiz var… Hadi bakalım, parmaklar klavyede, kalemler not defterlerinde, bilgisayarlar dijital panolarda; galaksimizi kahve krizinden nasıl kurtaracağız?  ;)


Yazan : Merve Aydıner

Konuk Yazar ve Fikir Katalizörü : ChatGPT4


bottom of page